Paylaş |
|
Tweet |
MARGARİNDEN TEREYAĞINA GEÇİŞ HİKAYEM
Ben şu anda 58 yaşındayım. Tereyağının bizim evden uzaklaşıp yerine Sana ve Vita yağının nasıl girdiğini hayal meyal hatırlıyorum çünkü çocuktum.
Gazete ve radyo reklamlarında çocukların gelişimi için Sana ve Vita yağlarının ne kadar yararlı ve sağlıklı olduğu hep anlatırdı onları çok iyi hatırlıyorum.
Bazı ünlü doktorlarımızın tereyağının damar tıkanıklığına yol açacağını onun için bitkisel esaslı margarinlerin tercih edilmesi gerektiğini nasıl söylediklerini şimdi bile duyar gibiyim. Bu hikaye tuttu ve bizler tereyağından, hayvansal yağlardan yavaş yavaş uzaklaştırıldık ve üzerinde “tereyağı koku ve lezzetindedir” yazılı Vita yağı mutfağımızda yerini aldı.
Yemekler Vita yağı ile makarnalar pilavlar kekler ve tatlılar ise Sana yağı ile yapılmaya başlandı. Hayvansal yağdan uzaklaşıp bitkisel yağa geçmenin mutluluğunu yaşıyorduk. Sağlığımız için annelerimizin ekmeğin üzerine Sana yağı sürüp bizlere yedirdiğini dün gibi hatırlıyorum.
Şimdi Sana ve Vita’yı üreten Amerikan sermayeli Unilever Türkiye’de ne zaman kurulmuş diye baktım, 1953 de kurulmuş. Demek ki 1953 den beri bu firma bizim sağlığımız için çalışıyor.
Derken margarinlerin zararlı olduğu ortaya çıktı ama biz yıllarca bu margarinleri yemiş olduk. (Hatta 1979 da Sana yağı alabilmek için kuyruklara girdik.) Tereyağı da damar tıkıyordu, peki biz ne yiyecektik? Sonra adının başında “Türkiye” olan Türkiye Kardiyoloji Derneği Hızır gibi imdadımıza yetişti. Yine Unilever firmasının ürettiği Becel’in kalp sağlığımızı düşündüğünü söyledi de gönül rahatlığıyla Becel yemeğe başladık.
Derken Ağustos 2012 de Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay’ın “Karatay Diyeti” kitabını okudum. Margarinlerin, bitkisel yağların pişirilince trans yağa dönüştüğünü tereyağı yenmesi gerektiğini ilk okuduğumda inanamadım. Hani tereyağı kalp damar tıkıyordu? Öncelikle kilo verebilmek için bu tür detayları fazla düşünmeden bu diyeti uygulamaya başladım. Bu arada kolesterol ilaçlarımı da Canan Hocaya güvenerek bırakmıştım.
Yaklaşık 4 ay sonra hani şu Becel’in kalp sağlığımız için yararlı olduğunu söyleyen, adının başında “Türkiye” olan ve koca koca profesörlerin yer aldığı Türkiye Kardiyoloji Derneği bizlerin sağlığı için büyük görev üstlendi. Bu dernekçi doktorlar Canan Hanıma, kolesterol ilaçlarını nasıl içme dersin, halk sağlığını tehdit ediyorsun gibi açıklamalar yapıtı see post. Hatta Canan Hanımı mahkemeye vereceklerini bile söylüyorlardı. Canan Hanım tek başına ama bu dernekçi doktorlar çok kalabalıktı. Bir kişiye mi inanacaksınız yoksa bizim kalp sağlığımızı düşünen pek çok doktora mı inanacaksınız?
Çareyi gidip kan değerlerimi ölçtürtmekte buldum. Gerçekten çok korkmuştum. Çünkü tereyağı, pirzola, her gün iki yumurta yiyordum ve kolesterol ilaçlarımı da içmiyordum. Bu dernekçi doktorlara göre ilaçlarımı içmediğim ve yanlış beslendiğim için adeta canıma kastetmiştim.
Şimdi soruyorum size ben bu dernekçi doktorlara nasıl güvenebilirim?
Bakın sadece ben öyle düşünmüyormuşum Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta ne demiş “yağ firmasına yağ çeken bir derneğe güvenemem”.
Artık ben margarini ağzıma sokmuyor ve gönül rahatlığı ile tereyağı yiyorum. Hatta tereyağını evde kendimiz yapıyoruz.