Paylaş |
|
Tweet |
Tavuklar arsenikle besleniyor, çamuru ve kiri amonyakla temizleniyor!
Senelerdir hep aynı şeyi duyduk değil mi? Tavuk eti daha sağlıklıdır, hem yağı az hem kolesterolu az. Her yerde boy boy reklamlar, beyaz önlüklü doktorlar televizyon ekranında bize beyaz et öyle sağlıklı böyle faydalı diye ahkam kesiyor. Sağlık için daha çok tavuk tüketin diye kaç doktor, kaç diyetisyen tavsiyesi duydunuz?
Bir kaç sene evvel bir tanıdığım ile sohbet esnasında kızının adet görmeye başladığını söylediğindeki şaşkınlığımı size anlatamam. Kızı daha o sene ilkokula başlamıştı, nasıl olurdu 7 yaşında bir kız neden adet görsündü ki? Bu bilgi o zamanlar kafamı çok uzun süre kurcaladı.Çok da anlaşılmaz bir sebep sonuç ilişkisi yok aslında sadece beslenmemizin ne denli değiştiğini, hormonlu ve genetiği değiştirilmiş gıdalara hergün bir yenisinin daha eklenmesi elbette en etken sebeplerden biri. Özellikle son 50 yılda soframıza gelen besinlerin hem besleyiciliği çok düştü hem de içlerindeki katkı maddeleri yüzünden de ciddi bir sağlık sorunu teşkil etmeye başladı.
Soframıza gelen tüm fabrikasyon sebze, meyve ve hayvansal gıdalardaki çeşitli pestisit ilaçlar, hormonlar antibiyotikler hepsi bizim vücudumuzda kendine yer buluyor ve bizler doğaldan uzaklaştıkça bedelini hep sağlığımızla ödüyoruz. Bir kere doğal döngüyü bozduk ve şimdi bunu yeni nesillerin sağlığıyla ödemeye başladık bile. Tüm bu gıdalar içinde bir besin var ki sanırım hayvansal gıdalara kıyasladığımızda en büyük sağlık sorunu teşkil eden ve hatta en hor görülen hayvan: Fabrikasyon Tavuk
“Tavuk paketlerinde de aynı sigara gibi sağlık uyarısı olmalı.” Çevre Sağlığı Ofisi, Gıda Güvenliği Komitesi Başkan Vekili, Ian Coghill böyle düşünüyor ve biraz araştırma yapınca kendisine katılmamak elde değil.
Tavuklara Roxarsone verildiğini ve bunun aslında kılık değiştirmiş arsenik olduğunu biliyor muydunuz? Arsenikin büyümeyi hızlandırdığını da biliyoruz, şimdi taşlar yerine oturmaya başladı herhalde değil mi? Sadece tavukları kısa yoldan büyütmüyor, belli ki kalan kalıntıları çocuklarımızı da kestirmeden büyütüyor. Arsenik aynı zamanda çok sık rastlanan bir bağırsak hastalığını kontrol etmekte etkili olduğu için tavuk üreticileri vazgeçemiyorlar bundan. Yok yere önlem olarak ilaç kullanmak yerin daha sağlıklı hijyenik koşullarda tavuk beslemeyi belli ki ihtimal dahilinde görmüyorlar bile. Siz de bu arsenik ile beslenmiş ve kısa yoldan hızla büyütülmüş tavuğun etini yiyiyorsunuz. Hatta bu tavuk çiftliklerinin yakınında oturanlar tavuk pisliklerindeki arsenik kalıntılarının ekolojik döngüye katılımı sonucu belki musluklarındaki suda bile bu kalıntıları içiyorlar. Üstelik bu maddeleri genelde pakete yazma gereği bile duymuyor tavuk üreticileri. Sadece Roxarsone değil, Nitarsone, Arsanilic asit, Carbarsone hepsi arsenik içerikli ve genelde kümes hayvanlarının yemlerine katılıyor.
Hijyenik şartlarda tavukları insani yöntemlerle besleyip kesimlerinde temizliğine özen göstermedikleri için o çamurlar- ki o çiftlik pisliğinde ayaklarına tüylerine bulaşan şeyler içinde en iyisi çamur kalıyor – neyle temizleniyor biliyor musunuz? Klorlu su banyosunda bulmuşlar çözümü gözünü para bürümüş gıda üreticileri. Nasılsa klorlu havuzlara giriyoruz ne zararı var demeyeceksiniz umarım, hem temizlensin hem de salmonella varsa yok olsun diye havuzdaki oranın çok daha üstündeki klor oranından bahsediyoruz burda. Kaldı ki paketli tavuklarda bu klor banyosuna ragmen salmonella zaten tespit ediliyor.
Tavuk üreticileri için amaç en kısa zamanda en besili e en az maliyetli tavuğu paketleyipIndustrial-Chicken-Coop piyasaya sürmek olunca bu klor kokusunu yenmek için de tavuğun içine tuzlu su karışımı enjekte etmekte geri kalmamışlar. Maksat bu klor kokusunu halktan gizlemek, kim çamaşır suyuna batmış tavuk almak ister ki duysa? Bu tuzlu suya doymuş yüksek sodyumlu tavuk eti de özellikle çocukların böbreklerine zamanla ne gibi tahribatlar yapıyor acaba düşünen var mı?
Fabrikasyon tavukla ilgili yapılmış çok sayıda kıyaslamalı çalışmalar var, en güncellerini sizinle paylaşmak isterim. Fabrikasyon tavukda antibiyotike dirençli bakteri kalıntıları 460 kat daha fazladır. Antibiyotik dirençli enfeksiyonlar ABD’de AIDS’den daha fazla ölüme sebep verebilmektedir.
Tavuklarda sıklıkla karşılaşılan Campylobacter bakterisi maruz kalındığında iki gün içinde karın ağrısı, kramp, ishal ve ateşe neden olur ve bu ABD’de gıda kaynaklı hastalıklar içinde 4. önde gelen nedendir. Antibiyotikler de tavukların direnci arttığı için tavuklardaki Campylobacter bakterisini etkisiz hale getiremiyor uzun zamandır. Tahmin edersiniz ki bakterinin antibiyotiğe direnci arttıkça tedavisi de antibiyotiğe dirençli olduğu için daha zor bir hal alıp bakterinin tehlikesini arttırmaktadır.
Neden Fabrikasyon Süpermarket tavuğundan uzak durmalıyız artık sanırım gayet açık. Arsenik, klor, sodyum deposu olmak istemiyoruz çünkü. Birileri çok para kazanacak zengin olacak diye biz ve ailemiz sağlığımızdan olmak istemiyoruz. O süpermarketlerden aldığınız tavuklar aslında doğanın tasarladığı tavuklar değil yani, sadece mühendislerce “üretilmiş” tavuk görünümlü arsenik ve klor deposu…
https://www.bayanlarbilir.com/cin-tum-tavuk-uretimlerini-yasaklama-karari-aldi-6038