Paylaş |
|
Tweet |
Güçlü Antioksidan Özelliği ile kanseri önler damarları açar : Çok çok iyi bir bitkisel besin kaynağı olan fesleğen, anti oksidan etkisi sayesinde, DNA yapısını korumaya yardımcı olur. Fesleğen aynı zamanda, antibakteriyal etki gösterir ve iltihap oluşumunu engeller. Fesleğen, kalp sağlığını korur, kardiovaskuler hastalıklar riskini azaltır, diyabet ve kandaki kötü kolestrol ile mücadele eder. Yaraların iyileşmesine yardımcı olan fesleğen, beyin sağlığını korur, eklem ağrılarını dindirir ve mide sağlığını korur. Tüm bunların yanı sıra fesleğen, yaşlanma karşıtı bir bitkidir.
Antioksidan etkisinin yardımı ile fesleğen, bitkisel bir besin kaynağı olduğu için, bol miktarda orientin ve vicenin bileşiği içermektedir. Fesleğenin yapısında bulunan flavonoidler, hücresel düzeyde koruma etkisi gösterir. Orientin ve vicenin adı verilen bu iki flavonoid, suda çözünebilir özelliktedir. Orientin ve vicenin bileşikleri, hücre ve hücre organellerini özellikle kromozomları, radyasyon ve oksijen bazlı hasar gibi tehlikelere karşı korur.
Fesleğenin doğal bir antibakteriyal bitki olması, uçucu yağlar ile ilişkilidir. Çünkü, fesleğen yaprakları, estragole, linalol, sineol, öjenol, sabinen, mirsen ve limonen şeklinde adlandırılmış uçucu yağları içermektedir. Bu yağlar, patojenik bakeri türlerinin yok edilmesine yardımcı olmaktadır. Hatta günümüzde, birkaç bazı dayanıklı patojenik bakterilerin engellenmesi için, antibiyotik hap şeklinde kullanılmaktadır. Bakteriyal enfeksiyonların daha büyük problemlere dönüşmesini engelleyen fesleğen, güçlü bir anti biyotik etki gösterip, bakterileri vücuttan uzaklaştırmaktadır.
Fesleğenin içeriğinde bulunan eugenol adı verilen uçucu yağ, vücutta gelişen ve iltihap oluşumuna sebep olan, siklooksijenaz (COX) adı verilen enzimi bloke etmeye yardımcı olur. Bu önemlidir çünkü, COX enzimi üretimi, anti iltihabik etki gösteren ilaçlar (örneğin aspirin ve ibuprofen gibi) ile engellenmektedir. Fesleğen, artrit, iltihaplı bağırsak sorunları ve romatizmal artrit gibi sağlık problemlerinin etkisini azatlamaktadır ve bu hastalıklara karşı vücudu korumaktadır.
Fesleğen bir bütünü ile bir A vitamini (özellikle beta karoten) kaynağıdır. Fesleğenin yapısında oldukça fazla miktarda bulunan magnezyum ve diğer besin maddeleri, hücre duvarlarını serbest radikallerin zararlarına karşı korur. Bu sayede kan akışı hızlanır ve kanda biriken kötü kolestrol düzeyi düşer.
Vücutta ve kan damarlarının çeperlerinde bulunan epitel hücrelerinin, gelişmesini ve serbest radikallere karşı korunmasını sağlayan fesleğen, kan akışını düzenlediği için, felç ve kalp krizi riskini azaltmaktadır.
Zengin bir magnezyum kaynağı olan fesleğen, kalp kaslarındaki spazm riskini azaltmaya yardımcı olur. Kalp atışlarını ve nabzı düzenleyen fesleğen, kan damarlarındaki düzensizliği engeller. Fesleğen, kronik strese neden olan kalp rahatsızlıklarını önler, kalp sağlığını, damar ve arterlerin sağlığını korumaya yardımcı olur. C vitamini, K vitamini, magnezyum, kalsiyum, demir, folat, bakır ve omega 3 yağ asitleri bakımından oldukça zengin olan fesleğen, kalp sağlığını destekleyici etki göstermektedir.
Fesleğen, zengin besin değerleri sayesinde, yara ve berelerin hızlı ve etkili bir şekilde iyileşmesine yardımcı olur. Özellikle fesleğenin yaprakları, yaraların tedavisinde önemli rol oynamaktadır.
Özellikle diyabet 2 ile mücadele eden kişilerin diyet ve beslenme listelerinde mutlaka bulunması gereken fesleğen, kandaki şeker seviyesini kontrol etmeye yardımcı olur. Fesleğen kan şekerinin seviyesini düşürmeye yardımcı olduğu için, zaten çok düşük kan şekeri seviyesi olan kişiler, bir doktora danışmadan fesleğen yememeleri daha doğru olacaktır.
Midenin bir numaralı düşmanı strestir. Vücut strese maruz kaldığında, bir korunma şekli olarak mide, asit salgılamaya başlar ve bu durum reflü ile ülser oluşumuna yol açabilmektedir. Fesleğen, midenin salgılamış olduğu bu zararlı asitlerin üretilmesini yavaşlatır ve durdurur. Aynı zamanda fesleğen, mide mukusu üretimini destekler ve hızlandırır. Bu sayede mide, asitten kaynaklanacak olan sağlık problemlerine karşı kendini korumuş olur.
Özellikle eklemlerde oluşan kronik iltihaplı sağlık problemlerine karşı koruyan ve iyileştirici etkisi olan fesleğen, düzenli olarak tüketildiğinde, iltihap kökenli ağrıların giderilmesinde aspirin etkisi göstererek yardımcı olmaktadır.
Fesleğen kökünün özünden elde edilen madde, anti stres ve mental uyarıcı şeklinde aktivite göstermektedir. Yapılan birtakım araştırmalara göre fesleğen, diğer bazı mental problemlere karşı doğal bir bariyer oluşturur ve bunama, unutkanlık, uyuşukluk gibi problemlere karşı korumaktadır. Fesleğen zihne canlılık ve dinginlik vermektedir.
İngiltere’de yapılan mevcut araştırmalara göre, fesleğen vücuda zararlı etkenlerin, cildi ve vücudu yaşlandırmasını önlemeye yardımcı olmaktadır. Fesleğen özü, zararlı molekülleri yok ederek hücrelere hasar vermesini önler. Özellikle karaciğerde biriken serbest radikaller ile mücadele eden fesleğen, serbest radikallerin erken yaşlanmaya yol açan zararlı etkilerinden vücudu korur.
Yapılan en son çalışmalara göre, fesleğen özü, ant oksidan etki göstermektedir ve antioksidan etki, vücuda zararlı olan serbest radikallerin vücuttan uzaklaştırılmasına yardımcı olmaktadır.